• Polikistik over sendromu sanıldığı gibi sadece yumurtalıkların kistik hastalığı olarak tanımlanamaz ve genellikle de tedavi edildiğinde bu kistlerin kaybolması beklenir. Oysa, PCOS kişinin tüm sağlığını ilgilendiren metabolik, üreme, psikolojik gibi sorunlara neden olan sistemik bir hastalıktır. Günümüzde kadınlar çocukluktan itibaren (hatta anne karnında bile) çeşitli çevresel faktörler ile yüksek estrojene maruz kalmaktadır ve PCOS da bir estrojen baskınlığı durumudur.
  • Reprodüktif dönemde kadınlarda -15 oranında görülür. Ultrasonda yumurtalıklarda 2-8 mm boyutunda 10-12’den fazla küçük foliküllerin görüldüğü olgudur. Bazen överler ultrasonda küçük kistik yapılar barındırabilir ama bu o kişinin hemen PCOS olduğunu göstermez. Fonksiyonel tıp yaklaşımında AMH (anti müllerian hormon) büyük oranda tanı koydurucudur. Genellikle 3.8 ng/ml üzerinde olması bu durumu destekleyicidir.
  • Asıl zeminde yatan nedenler insülin direnci ve androjenlerin (erkeklik hormonları) yükselmesidir. Bu durumun ikisi birbirine sürekli katkı sağlayarak androjenlerin aromatizasyonu ile estrojenlerin daha da artmasıdır. Testosteronun da artışı ile birlikte sivilcelenme, tüylenme, saç dökülmesi seklinde de belirtiler oluşur. Ayrıca ödem, kilo alma, şişkinlik, memelerde fibrokistik hastalıklar, adetlerin seyrekleşmesi ve bazen hiç adet görmeme olur. Yumurtalıklarda yumurta oluşmaz ve dolayısıyla çatlama gerçekleşmez, bundan dolayı da çocuk sahibi olamama sorunları belirir. Bunlar hastalığın temellerini oluşturur.
  • Kadın vücudunda sadece yumurtlama ile elde edilen ve estrojeni dengeleyen progesteron hormonu da oldukça düşük seviyededir. Adet görememe sorunu ön planda olduğu için de bunun basit bit doğum kontrol hapı ile sanal bir şekilde sağlanması sorunun giderilmesi gibi algılanabilir. Oysa bu yaklaşım tedavi etmek bir yana, sentetik hormonlardan dolayı tabloyu daha da alevlendirir.
  • Bu kişilerde 40’lı yaşlardan sonra diyabet, kalp hasatlıkları görülme sıklığı fazladır ve hatta daha ileri yaşlarda rahim ve meme kanseri riskleri de artabilir.
  • Tedavide asıl odaklanılacak şey temel nedenlere yönelik olmalıdır. İnsülin direnci, estrojen baskınlığı ve testosteron artışını yönetmek gerekir. Bunu da:
    • Beslenme planı (Antiandrojenik)
    • Estrojen detoksu
    • Basit karbonhidratlar, şeker, süt ürünlerinin diyetten çıkarılması
    • Stres yönetimi
    • Egzersiz
    • Bazı besin takviyeleri ile yapmak mümkündür.
  • Unutmamalı ki birçok hastalık bir günde oluşmadığı gibi kısa bir sürede de tedavi edilemez. Bu yolda sabır ve kararlılık çok önemlidir.