• Kadınlarda hakim olan iki hormon: Estrojen ve Progesteronun etkilerinden bahsedelim öncelikle.
    • Estrojen, rahim iç tabakasını kalınlaştırarak gebelik için hazırlar. Progesteron ise bunu kontrol eder. Olgunlaştırır, aşırı büyümeyi önler.
    • Estrojen vücutta su tutar, progesteron ise idrar söktürücüdür.
    • Estrojen yağ depolanması ve kilo almaya yol açar, progesteron ise yağ yakımını uyarır.
    • Estrojen, kemik yıkımını azaltır; progesteron kemik yapımını uyarır.
    • Estrojen pıhtılaşmayı arttırır, progesteron bunu kontrol eder.
    • Estrojen meme dokusunda çoğalma, büyüme yapar (fibrokistik hastalık oluşumu gibi) progesteron bunu kontrol eder.
    • Estrojen aşırı etkisinde depresyona yol açar, progesteron ise anksiyolitik, antidepresan etkilidir. GABA reseptörleri üzerinden bu etkiyi yaratır, uykuya yardımcıdır.
    • Estrojen, LDL/HDL dengesini olumlu yönde etkiler. Özellikle kalp damarlarında genişleme yapar. Progesteronun da bu yönde olumlu etkisi vardır.
  • Kadınlarda 40’lı yaşlarda birlikte yumurtlamalar zayıflamaya ve sadece yumurtlama hata kaliteli bir yumurtalama ile elde ettiğimiz progesteron azalmaya başlar. Estrojen/progesteron dengesinin bozulması ile de estrojen dominansı denilen durumla karşılaşırız. Bunun kadınlarda yarattığı semptomları şu şekilde sıralayabiliriz:
    • Düzensiz, uzamış ağır adet kanamaları
    • Adetlerle ilişkili migren
    • Premenstruel sendrom (adet öncesi sendrom)
    • Anksiyete, depresyon
    • Mizaç gelgitleri
    • Memede kistler, gerginlik hassasiyet
    • Uyku sorunları
    • Kilo alma, verememe, ödem ve şişlikler
    • Hafıza ve düşünme gücünde zayıflama
    • Sıcak basmaları, gece terlemeleri.
  • Bu durumdaki kadınlarda sorun olan estrojen, sadece yumurtalık kaynaklı E2 (aktif) ve kanda ölçülebilen estrojen değildir. E1 denilen ve değişik kaynaklardan gelen yük daha da önemlidir. Normalde E1 35-40 yaşından önce depolanabilen bir formdadır. Ancak progesteron azalınca bu depolama etkisi ortadan kalkar. Ayrıca insülin direnci, Aromataz enzim aktivitesinde artış (perifer dokudan E1 sentezlenmesini arttırır), stres (kortizol), dışarıdan alınan xenoestrojen denilen kimyasal estrojenler (kozmetikler, deterjanlar, kağıt bardaklara kadar), paketli gıdalar, endüstriyel et, tavuk benzeri ürünler estrojen dominansına katkı sağlar. Bir de buna kabızlık ve kötü bağırsak florası ile birlikte vücuttan atılamaması eklenince olaya bir katkı da buradan gelir.
  • Fonksiyonel tıp yaklaşımında tüm bu nedenlere eğilmek, hastaya estrojen yükünden kurtarmaya yönelmek asıl hedefimizdir. Dışarıdan alımı engellemek, kabızlığı gidermek, bağırsak sağlığını, bakteri dengesini sağlamak, estrojen detoksunu desteklemek, yetersiz vitamin-mineral desteklerini sağlamak, stresi yöneterek hastayı egzersize teşvik etmek planımız içindedir.